Aşırılık sevdalısı toplulukların bir başka ayağı da onların aşırılıklarını sergileyebileceği mekanlar tasarlamak değil dikmektir. Örneğin alışveriş merkezleri hızlı tüketime yol verir, insana bilinçsiz tüketimi kazandırır orada bulunan süre boyunca. Öyle tasarlanmıştır ki; dünya ibaretliğinden uzaksınızdır, yukarıya bakınca gökyüzü bile görünmez, dünyadan bir tını hissedilmez. İronik bir şekilde içerisinde yapay çiçek bahçeleri, ağaçlar, suyu hatırlatacak yükselen alçalan sesli fıskiyeler vardır. Yeni bir gerçeklik mi kazanırız orada? Art arda sıralanmış mağazalar merak uyandırır çünkü devamlı insanlar girip çıkar görürüz, çünkü talep varsa merak eder insan. Merakınızı giderirken zamanı unutursunuz. Gökyüzü aydınlık giren insan kapkaranlık bir görüntüyle yüzleşir çıkarken o simülasyondan.
Burada mimarinin etkisi çok kritiktir.
Daha yenisi! Daha ışıklısı! Daha dikkat çekeni! Daha yer kaplayanı! Devasa! Daha devasa! Bütçesi bile hesaplanamasın! Nereye gittiği belli olmasın! Daha çok beton! Daha çok beton!
Devasa, açgözlü tasarlanır ki insanların tüketim sonsuzluğuna yetsin. Sayıları da gittikçe artar ki birine gidemeyen diğerini denesin. Alışveriş merkezlerinde ruh yoktur ancak orada genelde tüketmekten başka bir şeyi gözü görmeyen topluluklar bunu arayamaz, meşgullerdir.
Bu samimiyetsiz yapıların bitmek bilmeyen elektrik, su, doğalgaz giderleri vardır çünkü devasa mekanları optimum değerlerde tutmak da bir hayli zordur. Yapı da kullanıcısı gibi aşırı tüketime eğimlidir. İnsanları uzunca yürütüp dikkatini başka markalara çekmek için uğraşan uzun ve geniş koridorların her hacminin kullanılmaması ancak yapılırken kullanılan yapı malzemesi, çelik, beton, yapıştırıcı, köpük israfı. İnsanın kafasını döndüren yüksek tavanlar inşa etmek için tüketilen malzemeler ve zaman. Temelleri ve arazide kapladığı alan bilindiği üzere büyük olan bu yapılar için yok edilen bitki örtüsü, ağaçlar hatta insan ilişkileri. Alışveriş merkezine ulaşım için otoyollar eklenir, hızlı tüketim olduğu gibi hızlı ulaşım da kritiktir, kolaylık esastır. Bu demek oluyor ki etraf mahallelerin, mahallelilere sorulmadan ilişkisi kesilecek, araya yürüyerek aşılamayacak bariyerler girecek. Mahallelerin her gün yürüyerek komşuya gitme hakkı, insanlık hakkı elinden alınacak. Bu karar, çok büyük bir karardır ki bu kararı verenler tüketim peşinde olduğu için samimiyetlerini çoktan tüketmişlerdir. Bunu yapmak etik midir? O da mı tükenmiştir?
Alışveriş merkezlerinin sunduğu her kategoriden ürün bulundurma, farklı çeşitlerde yemek yiyebilme imkanı, eğlence mekanları vs. insanları her şeyi bir arada yapabilme, kolaylık, avantajlı gün geçirme zihniyetine kaptırdığı için talebi artırır. Tüketimin devamını sağlar. Yeni pahalı projelerin olanağını artırır çünkü burada mimari talebe göre çalışır.